5 Temmuz 2013 Cuma

BİR YALNIZ NAR AĞACI / BEHÇET AYSAN


Fethiye'de yalnız bir nar ağacı 


BİR YALNIZ NAR AĞACI / BEHÇET AYSAN

tahta pancurlu taştan evin
penceresi nar ağacına bakardı
eski tersanenin yaamacında
dalları sarkmış o yalnız nar ağacı

on beş yıl önce
o yalnız nar ağacının dibinde
oturup geleceği konuştuğumuz
çocuklar şimdi yok

bir çoğu başka sokaklarda
yürümekteler

on beş yıl sonra
o yalnız nar ağacının dibinde
oturup düşündüm bunları

saçlarımıza aklar düşüren
zor günleri
kenar mahalleleri
bebek ölüm hızını, çocuk işçileri

biliyorum
bir gün başka bir nar ağacının
dibinde yine

Bir başka
çocuklar

Türkiye'yi konuşacaklar.

Behçet Aysan



2 Temmuz 2013 Salı

BEHÇET AYSAN



"Babam ülkesini temsil eden bir yazardı, şairdi. Kısacık yaşamına sayısız ödül sığdırmıştı. Aynı zamanda doktordu, nöro-psikiyatrdı. Hani bugün ülkemizde mumla aranan aydınlardandı. Zaten onu diri diri ateşe verenler yazdığı bir dizeyi okumuş olsalar, değil onu ateşe vermek, boynuna sarılırlardı. Yıllar boyunca mezarına çiçek bırakırken, usulca ağlarken öğrettiği sağduyuyu yitirmemeye özen gösterdim. Ama zaman zaman gerçek cehennem oldu. İçimden taştı, gürül gürül akan ırmak oldu. Soruyorum size... Ben şimdi çocuğuma senin deden şairdi, yazardı, doktordu, bu ülkenin aydınlık yüzüydü ama yakıldı nasıl diyeceğim? Ona hiçbir şey ayaklanmaya kalkmış cehalet kadar korkunç olamaz derken aynı zamanda insanların bir gün tekrar diri diri yakılmayacağına nasıl inandıracağım? Çünkü eğer kimlik bir vatandaşlık belgesiyse, babamın yanmış kimliği hâlâ çalışma masasında duruyor. Eğer kimlik devletin resmi belgesiyle babamın yanmış kimliği her gün bana bakıyor."

En umutsuz zamanlarımda bile, aklıma babamın “Yalnız Bir Nar Ağacı” şiirini getiririm. Ve derim ki; “Bir gün / bir nar ağacının dibinde / bir başka çocuklar / yine Türkiye’yi konuşacaklar.”

Eren Aysan



BİR EFLATUN ÖLÜM
kırgınım, saçılmış
bir nar gibiyim
sessiz akan bir ırmağım
geceden
git dersen giderim
kal dersen kalırım
git
dersen
kuşlar da dönmez, güz kuşları
yanıma kiraz hevenkleri alırım
ve seninle yaşadığım
o iyi günleri,
kötü
günleri bırakırım.
aynı gökyüzü aynı keder
değişen bir şey yok ki
gidip
yağmurlara durayım.
söylenmemiş sahipsiz
bir şarkıyım
belki
sararmış
eski resimlerde kalırım
belki esmer bir çocuğun dilinde.
bütün derinlikler sığ
sözcüklerin hepsi iğreti
değişen bir şey yok hiç
ölüm hariç.
aynı gökyüzü aynı keder.
Behçet AYSAN

SİVAS


Gülmek bir erdemse Asım
Gülerdi gülmek için değil
Papatyalar açarcasına
O Erzincanlı yüzünde
Çalışmanın şavkıyla ışırdı gözleri
Bugün tek başına da olsa
Yarın el ele
Garip bir kuştu Asım
Zümrüdü-anka*
Küllerini seveyim
Öpe savura

Can Yücel/ Can Yoldaşıma

NENNİ

Uyusun da büyüsün canlar nenni
Meydanı boş buldukta kırk harami
Bir yandan bir yana
Savrula kavrula
Yanyana
Yana yaka
Kanlı sivas ilinde
Madımak otelinde
Alevlerin dilinde
Uyusun da büyüsün canlar nenni

Dandini dandini dastana
Mandalar girmiş vatana
Kov bostancı camızı
Yemesin aşımızı
Elele tutuşa
Dayana dayanışa
Uyansında büyüsün bebeler nenni

Diyen canların canına okundu
Tekbir getirildi kundaklar kondu
Bir yandan bir yana
Savrula kavrula
Yanyana
Yana yana
Kanlı sivas ilinde
Madımak otelinde
Alevlerin dilinde
Uyusun da büyüsün canlar nenni.

Can YÜCEL