28 Ocak 2012 Cumartesi

DOSTLUĞUN BİZ SEVGİSİYLE ,GÜLSEN ÖĞRETMENİM



Dostluğun biz sevgisiyle

Toplandık her an burda

Bu sevgi bağı kopmaz hiç

Dağılsak bir gün yurda

Bu güzel günü andıkça

Çarpacak kalbim benim

Bu sevgiyle sonsuza dek

Uzanır sana elim

/Eduard Zuckmayer


           Sevgili Öğretmenim (Hasretsenfonileri -Yapraklar) bu şarkıyı anımsadınız değil mi? Kimbilir kaç öğrenciye kaç kez öğrettiniz, söylettiniz. Çok uzun yıllar sonra bu yıl 24 Kasım Öğretmenler Günü ulu çınar bir öğretmenimin ödül töreninde mandolin korosu eşliğinde duydum bu güzel "Dostluk" şarkısını. Ortaokul yıllarıma baktım müzik öğretmenimizin mandolin eşliğinde bize öğrettiği günlere...Sonra siz vardınız aklımda sevgiyle dostluğa  kimbilir ne çok söylediniz ve söylettiniz. Görmüş, yaşamış gibiyim...
 
      "  Dostluğun biz sevgisiyle /Toplandık her an burda "  Yıl 2009 aylardan kasım ayı ; blogcuda bir yıl güzel bir dost çevremiz vardı. Değişikliğe uğrayan blogcuda birbirimizi kaybetmek  üzere iken burada topladınız bizi... O günlerin çoşkusu ile aşağıdaki güzel yorumunuz ne mutlu etmişti bizleri.
"hasretsenfonileri, dedi ki...
sana şevk verdiğime memnunum buraya gelmen için .. inanır mısın bu blogspota gelenlerin hepsinde bu tarz bir emeğim oldu..
Yazılarını değerli bulduğum kalitesine her konuda güvendiğim dostları hele de meslekdaşlarımı buraya toplamak için çırpındım diyebilirim..
Ama sanki öğretmenler odası doluyor gibi arzum ha ne dersin?"
7 Aralık 2009 23:53

       Öğretmenler odamız doldu Sevgili Öğretmenim,öğrencilerimiz çoğaldı sevgi ve dostlukla...Ama siz nasıl oldu ,neden oldu bilemediğim ,anlayamadığım nedenlerden son dersinizi vermek istediniz...Hayır hayır! kabul edemiyorum o son dediğiniz dersi."Dostluğun sevgisiyle toplandık heran burada" bekliyoruz yeni yılın yeni derslerini lütfen.. Sevgili Öğretmenim. Sessizce gelip "kuytular"da şiirlerinizi okuyoruz  ama "Yapraklar"da boynu bükük ,öksüz kalmış dostluğun sevgisiyle bekler dostlar. Umutla ,sevgiyle, hasretle bekliyoruz,bekliyeceğiz. Sizi çok seviyoruz...

Arzu Sarıyer










24 Ocak 2012 Salı

UĞUR MUMCU DİYOR Kİ !



  
    SAYGI VE ÖZLEMLE ANIYORUZ


•Bir kişiye yapılan haksızlık, bütün topluma karşı işlenen bir suçtur.

.Gitsem bir dağ başına, çiçek toplasam. Buna desem erdem, buna inanç, buna onur.
•Kimi ölüler bize ne kadar yakın Yaşayanların birçoğu ne kadar da ölü.

•Öyleyse vurun, parçalayın! Her parçamdan benim gibiler, beni aşacaklar doğacaktır.

•Bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olunmaz.

•Susanlar da bu insanlık suçlarına katılmış olur. Bu masum insanlar, Yahudi de olur, Arap da, Hıristiyan da. Ölenlerde ırk ve din ayırımı yapılmaz. Ölen insandır.

•Bir ulus, ne kadar okuma-yazma, öğrenme, araştırma eğilimde ise, o kadar sağlam, o kadar hoşgörülü ve demokrat yapıda olur.

•Biz unutkan bir ulusuz. Unutuyoruz olup bitenleri. Unutuyoruz ve oğulları kızları ölen ana babaları, kanlı gözyaşlarıyla baş başa bırakıp gidiyoruz.

•Unutmayalım ki cesur bir kez, korkak bin kez ölür. Önemli olan, insanın böyle bir toplumda "mezar ...taşı" gibi susmamasıdır.

•Evrensel kültürün sanat ve düşün rüzgarları ile Türkiye er geç çağdaş uygarlığa demir atacak.

•Atatürkçülük ne demektir? Atatürkçülük, kısaca ulusal bağımsızlık ve ulusal onur demektir.Atatürkçülük, özetle antiemperyalist bir Kurtuluş Savaşı'nı başlatan ve sürdüren bir eylem ve öğretidir.

•Milliyetçilik, sömürücülerin değil; Mustafa Kemal devrimcilerinin bayrağıdır.

•Kemalizm benim yaşam şeklimdir.

•Türk vatandaşı ; isviçre medeni kanunua göre evlenen,italyan ceza yasasına göre cezalandırılan,alman ceza mahkemeleri usulü yasasına göre yargılanan,fransız idare hukukuna göre idare edilen ve islam hukukuna göre gömülen kişidir.

•Gelecek nesilleri değil, gelecek seçimleri düşünen politikacılarımız bu tablonun ressamlarıdırlar. Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler" parolası ile liberalizm, en acı örneğini Türkiye'de vermiştir.

•Temelinde bağımsızlık harcı yatan Cumhuriyetimiz, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra emperyalistlerin ahtapot kollarında teslim edilmiştir. Öyle bir teslimiyettir ki, yer altı zenginliklerimiz çokuluslu şirketlerin emrindedir; öyle bir teslimiyettir ki, petrol, maden ve yabancı sermaye yasaları yabancı uzmanlarca hazırlanmıştır; öyle bir teslimiyettir ki, ülke topraklarının bir bölümü üs adı altında başka devletin genelkurmayına armağan edilmiştir; öyle bir teslimiyettir ki, ordumuzun silahları, araç ve gereçleri okyanus ötesi ülkelerin buyruklarına bağlanmıştır.

•Bir gün mezarlarımızda güller açacak ey halkım, unutma bizi...Bir gün sesimiz, hepinizin kulaklarında yankılanacak ey halkım, unutma bizi.

*"Bir kez şiddet kullanılırsa bu şiddetin nerede biteceği belli olmaz.. Bu yol çıkmaz bir yoldur. Şiddetin geçer akçe olduğu bir toplumda son sözü en güçlü şiddet araçlarına sahip olanlar söyler. Bu evrensel bir kuraldır." UĞUR MUMCU

21 Ocak 2012 Cumartesi

GEÇ DE OLSA....NE GÜZEL...




2011 yılında kaldım burada ;bir türlü 2012 ye geçemedim .2012 den merhaba demek bir hayli geçikmeli oldu.Yirmi günlük yeni yıl  ;2011 i aratmıyacak gürültülü, sıkıcı ,kara ve soğuk gündemlerle dolu dolu geçti...geçiyor.

Gri ,kasvetli bu günlerde çok güzel süprizler ne büyük mutluluk veriyor. Sıcacık iç ısıtıyor .Bir aylık geçikmeli de olsa bu mutluluk kaynağını yazıyorum.

Sevgili Blog arkadaşım Leylak Dalı' nın  önderliğinde yeni yıl kart etkinliği ;geçen yıl son anda farketmiş katılamamıştım.Duyup,görünce bu yıl için söz vermiştim.Aralık başında duyurular yapıldı,adres listeleri hazırlandı ve ben de katılmış oldum.Aman ne heyecan ne heyecan...Dile kolay yirmi yıldan beri hiç kimseye kart göndermemişim.En yakınlarımdan   özel günlerde ilgili kartları   alıyordum sadece.Okuma yazma öğrendiğim günden sonra kartlaşma ve mektuplaşma önem verdiğim özelliğimdi bir zamanlar..Nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum Sevgili Leylak Dalı arkadaşıma ;anımsattığı ve organize ettiği için.


Aralık ayı başında  iki kez yeni yıl kartı almak için çarşı dolaştım.Ne yazık ki istediğim gibi kart bulamadım.Çok şaşırdım,sorduğum kırtasiyeciler de şaşırdı.Hiç soran olmuyordu bu da nereden çıktı dercesine. Belki de ben yanlış yerlerde aradım.Tam umutsuzluğa düşmüştüm ki bir kırtasiyede  satıcısının bile unuttuğu kartlar dikkatimi çekti de etkinliğe katılabildim.Yazmak, zarflamak, postaya vermek unutulmaya yüz tutan duyguları tekrar canlandırdı .Posta görevlisi güler yüzlü genç memur kızım sevgi ile aldı ve yolladı kartları.

Yeni yıl kartları gönderirken bana kart gönderen olur mu diye düşündüm ama çok da beklemedim açıkcası.Bu etkinlik benim  blog dünyasında ilk etkinliğimdi ,sonuç ne olursa olsun güzel bir etkinlikti.Gelecek yıllarda sürdürülmesi gereken bir etkinlikti. Bir kaç cümle ;hiç görmediğin,bilmediğin kişlere gidecek,onlardan da sana gelecek...Sihirli sözcük;bunun adı sevgi,dostluk ve mutluluk...

Fotoğrafta  kartlarını görüntülediğim dostlarım ;büyük sevinç ve mutluluk verdiniz,çok teşekkürler.Emeklerinize sağlık,selam ve sevgilerimle sizleri kutluyorum...(Alış tarihi Ecehan'ın kartı dışında 18 ocak 2012 dir. Postaya veriliş tarihinden altı yedi hafta sonra ulaşmıştır...)