31 Aralık 2011 Cumartesi

SAĞLIKLI VE MUTLU YILLAR


GEÇEN YILDA GEÇEN YILI YAŞADINIZ MI?


Bu yılınızı iyi geçirdiniz mi?

Sağlıklı olduğunuz için hiç sevindiniz mi?

Bu yıl hiç gün ışığı ile uyandınız mı?

Kaç kez güneşin doğuşunu izlediniz?

Bir neden yokken kaç kişiye hediye aldınız?

Bu yıl yeni doğmuş bir bebek parmağınızı sıkıca tuttu mu hiç?

Ve siz onu hiç kokladınız mı?

Yaz gecelerinde ne kadar çok yıldız olduğuna hiç şaşırdınız mı?

Kendinize bu yıl kaç oyuncak aldınız?

Kaç kez gözlerinizden yaş gelinceye kadar güldünüz?

Yaşlı bir ağaca sarıldınız mı bu yıl?

Çimlere uzandığınız oldu mu?

Çocukluğunuzdan kalan bir şarkıyı söylediniz mi hiç?

Hiç taş kaydırdınız mı bu yıl?

Kaç kez kuşlara yem attınız?

Bir çiçeği dalındayken kokladınız mı?

Bu yıl kaç kez gökkuşağı gördünüz?

Ya da hediye alan bir çocuğun gözlerindeki ışığı?

Kaç kez mektup aldınız bu yıl?

Eski bir dostunuzu aradınız mı bu yıl?

Kimseyle barıştınız mı bu yıl?

Aslında mutlu olduğunuzu kaç kez fark ettiniz bu yıl?

İyi bir yılın, bunlar gibi bir çok küçük şeylere bağlı olduğunu hiç düşündünüz mü bu yıl?

Yeni yılda düşünün..

Yayılın çimenlerin üzerine… Acele edin..

Er ya da geç… Çimenler yayılacak üzerinize…

Jacques PREVERT

 

23 Aralık 2011 Cuma

DEVRİM ŞEHİDİ KUBİLAY


              81.yılında Devrim Şehidi KUBİLAY' A  saygıyla ...


       Adı Mustafa Fehmi Kubilay. Baba adı Hüseyin, ana adı Zeynep. Giritli bir ailenin çocuğu. 1906 doğumlu. Kubilay bir öğretmen. Cumhuriyet öğretmeni. 1930 yılında İzmir'in Menemen İlçesi'nde askerlik görevini yapıyordu. O sırada 24 yaşında. 23 Aralık 1930 günü yürekleri kara, kara eller O'nu şehit etmekle ,ışığını kararttıklarını sandılar....

       KUBİLAY:"Vurulduğumu anlayamadım önce.yere düştüğümde siyah cübbeler,sakallı yüzler,kanlı acımasız yüzler gördüm....Canım yanmıyordu ama yüreğimin her hücresi acı çekiyordu.Alkışları duyordum çünkü. Beni değil yobazları alkışlıyordu kalabalık.bu alkışları hiç unutamıyorum .Bana en acı veren o alkışlardı......"

       Kurtuluş savaşı kazanılalı yedi yıl olmuştu.Kubilay hem subay hem oğretmen olarak genç cumhuriyetin umut ışığı idi. Karanlık bir gecede aydınlığı düşünüyordu...

        KUBİLAY:"Aydınlığı düşünüyordum. Işığın değeri karanlıkta daha iyi anlaşılıyor. Işıklar içinde bir Türkiye düşünüyorum.yolları, evleri, insanların kafası ışık içinde bir Türkiye. Işığın en uzak köylere kadar ulaştığı  bir Türkiye...Herkesin okuyup yazdığı, mutlu olduğu bir ülke..."

       Kubilay bir devrim şehididir. Atatürk devrimlerinin, Cumhuriyet Devrimlerinin ilk şehidi...Savaşlardan ,hukuksuzluğa,yoksunluktan karşı devrimciliğe, yitirdiğimiz gençlerden ilkidir. Bunu tarihin çarklarını geri çevirmeye , aldanış rüzgarlarını bu topraklarda üfürmeye çalışanlar nereden bilsin. Şimdi yolumuzu Kubilay'lar aydınlatıyor desek yobazı , döneği inanamaz ki. Karanlıkta el yordamıyla yol almak varken ışığını nereden görebilsin...

       Kubilay'lar karanlıkta bir ışık olarak yolumuzu aydınlatıyorlar, aydınlatmaya da devam edecekler. Işıktan korkan yarasalar kendi karanlıklarında tarihin çarklarını döndüremiyeceklerdir....

       Kubilay ,kanlı, karanlık bir gecenin ilk yıldızıydı. Tek başınaydı. Oysa yıldızlar tek başına ışımazlar. Yalnız değillerdir , binlerce ,yüzbinlerce ,milyonlarcadır..Bazen görünmezler ama oradadırlar…ışık… ışık…

Arzu Sarıyer

















4 Aralık 2011 Pazar

TARİHTEKİ İLK KADIN EYLEMİ İZMİRLİ KADINLAR


       Tarihte kadınlar tarafından gerçekleştirilen “ilk protesto”nun, 1828 tarihinde İzmir’de yaşandığı ortaya çıktı. İzmir Büyükşehir Belediyesi Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi’ndeki belgelere göre, ekmek fiyatlarının zamlanmasına büyük tepki gösteren kadınlar, 3 gün boyunca sokakları işgal etti. Bu protesto sonunİzmir Büyükşehir Belediyesi Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi’ne İlhan Pınar tarafından bağışlanan belgelere göre, Türkiye tarihindeki ilk kadın ayaklanması 1828 yılında, Kadifekale, Tilkilik, Namazgah ve Damlacık gibi Türk mahallelerinden gerçekleşti.

        Kökeni Amazonlara kadar uzanan İzmir kadını, farkını 1828 yılında yaptıkları eylemlerle gösterdi. Belgelere göre, dönemin İzmir Valisi Hasan Paşa tarafından verilen izinle yapılan “ekmek zammı” önce erkekler tarafından protesto edildi ancak sonuç alınmayınca kadınlar çocuklarıyla birlikte sokaklara çıkarak 3 gün boyunca süren protesto gösterileri yaptı. İzmirli kadınların bu protestosu sonrasında ekmek zammı, Hasan Paşa’nın devreye girmesiyle geri alındı.

       O dönemlerde İzmir’de bulunan Avusturya- Macaristan İmparatorluğu’nun elçisi Baron Anton Prokesch von Osten tarafından tanık olunan olaylar, 1934 yılında Avusturya’da yayımlanan “Jahrbücher der Literatür” (Edebiyat yıllığı) isimli derginin 67. ve 68. sayılarında kaleme alındı. İzmir’de bulunduğu dönemde eski Smyrna’yı arkeoloji dünyasına tanıtan Baron Von Osten, kaleme aldığı yazısında, İzmir’de yaşanan kadın eylemlerini olduğu gibi anlatarak, Türk kadınının zam karşısında gösterdiği mücadeleye geniş yer verdi.

       İzmir Büyükşehir Belediyesi Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Oktay Gökdemir, Osmanlı İmparatorluğu döneminde hak ve özgürlükler adına en büyük adımın Meşrutiyet döneminde atıldığını hatırlatarak, İzmir’in bu anlamda Meşrutiyet’ten de önce harekete geçtiğini söyledi. Oktay Gökdemir, “Her yenilikte öncü olan, Osmanlı ve Türkiye için ilklerin kenti İzmir, bu ayaklanmaya da öncü konumunda. İzmirli kadının kendi hakları için sokaklara çıkması önemli bir demokrasi hareketi. Kökeni Amazonlara dayanan İzmir kadını, farkını 1828 yılındaki protestolarda göstermiş” dedi. Oktay Gökdemir, araştırmacı – yazar İlhan Pınar’ın, “İzmir Toplu Yazıları” eserinin, Şubat ayında İzmir Kent Kitaplığı’ndan çıkacağını da sözlerine ekledi.

http://www.izmirdesanat.org/