24 Ocak 2011 Pazartesi

UĞUR MUMCU


        Aramızdan ayrılışının 18.yılında Uğur Mumcu’yu sonsuz sevgi ve saygıyla anıyoruz.Bütün yaşamını ülkesinin geleceği,halkının özgür,onurlu ve mutlu yaşaması için; kirli siyasetciler,din sömürücüleri ,Atatürk ve Atatürkcülük karşıtları ile yılmadan savaşmıştır.Bu uğurda alçakca arabasına konulan bomba ile aramızdan ayrılmıştır.


        Sakıncalı Piyade Uğur Mumcu, eşine zor rastlanır araştırmacı yazar ve Atatürk Devrimcisiydi.Karanlıkları aydınlatmaya çalışan eriyip eksilmeyen büyük çok büyük bir mumdu.

        Kalpaksız Kuva-yı milliyeci Uğur Mumcu;,Atatürkçü,cumhuriyetci ,solcuydu.karanlık güçlerin üzerine gözünü kırpmadan giderdi.silahların değil kalemlerin gölgesinde savaşırdı.

        “ Bir Gün mutlaka” yazısında diyordu ki”Namluların konuştuğu yerde vicdanlar da ,yasalar da susuturulabilir.Fakat bir gün vicdanlar da ,yasalar da konuşursa ,o namluların içinden sadece katil çetelerin kimlik kartları çıkar.Kanlı mezar taşları bir gün ayaklanır tokat gibi katıllerin yüzlerine fırlatılır.Ve o kaldırımlar ,o kanlı kaldırımlar üzerlerindeki kanlı ayak izlerini hep üzerlerinde taşırlar.Silinmez ,öylece kalır…döktükleri kanların içinde boğulacaklardır.Bir gün mutlaka.”

          Uğur Mumcu yobazların,gericilerin baş düşmanıydı çünkü " Laikti". Din kisvesi altında Türkiye'nin nerelere götürülmek istendiğinin farkında olan aydınların başını çekiyordu.Türkiye’yi çok uluslı şirketlere ve temsil ettikleri emperyalizme teslim etmenin karanlık emellerini çok iyi biliyor,onları kelle koltukta ortaya çıkarıyordu.

       Cuntacılığın baş düşmanıydı.12 Mart ve 12 Eylül cuntalarını canlı tanık olarak yaşamıştı.Demokrasi ve insan hakları savunucusuydu.

        İnançlı,dirençli ,kararlı ve mangal gibi yürekli Uğur Mumcu.laiklik mi Mumucu,tam bağımsızlık mı Mumcu,anayasa mı Mumcu,sosyal demokrasi mi Mumcu…

       Uğur Mumcu’yu öldürenler sanıyorlardı ki O’nun ölümüyle Atatürkçüler,laikler,ilericiler,devrimciler silinecekler. Yanılıyorlar.

      Yobaz karanlığa aşık/Bilim karanlığa ışık/Yobazın işi zor,ışığı öldürmek istiyor/Oysa ne kadar çabalasa da/Bir mum ışığını söndüremez hiçbir bedende.

       Bugün yaşamakta olduğumuz karanlık günleri yıllar önce görüp aydınlatmaya çalışırken öldürüldü.Arabasının altına değil de yüreğimize mi konmuştu o bomba.yüreğimizde mi patlamıştı.Uğur Mumcu ile birlikte kendimizden bir şeyler mi götürdü.Eksildik,azaldık,korktuk mu? Hayır, hayır! diyebiliyorsak.

     Uğur Mumcu mum yapmaya devam ediyor;aydınlanmaya,karanlıkları aydınlatmaya.Şimdi mumları çogaltma zamanıdır.Şimdi dünyada olup biten her şeyin farkına varmak var.Şimdi her türlü oyunu bozup Anadolu ateşini yükseltmek var.Şimdi UĞUR MUMCU olmak var.

Cumhuriyet yürüyecek Uğur’la birlikte,

Demokrası yaşayacak uğur'la birlikte,

Düşünceleri yaşayacak Uğur’la birlikte,

Ve biz susmayacağız Uğur’la birlikte.

Arzu Sarıyer















7 Ocak 2011 Cuma

ÖĞRENDİM

Diyarbakır Gazi Köşkü -Suyun çıkış bölümü doğumu,ince uzun havuz hayatı anlatmak için...
Akkyonulular'dan günümüze ayakta kalabilen muhteşem yapılardan.

Uzun ince havuz bu geniş havuza bağlanıyor,ölüm ve sonsuzluğu anlatmak ister..

Mardin Sultan Kasım Medresesi -Akkoyunlular'dan. Doğum ,hayat ve ölümü simgeleyen mekan. Selsebilli Eyvan


HAYATTAN NE ÖĞRENDİM?


Sonsuz bir karanlığın içinden doğdum.ışığı gördüm ,korktum.ağladım.Zamanla ışıkta yaşamayı öğrendim.karanlığı gördüm, korktum.gün geldi sonsuz karanlığa uğurladım sevdiklerimi…Ağladım.

Yaşamayı öğrendim.Doğumun, hayatın bitmeye başladığı an olduğunu; aradaki bölümün,ölümden çalınan zamanlar olduğunu öğrendim.

Zamanı öğrendim.Yarıştım onunla…Zamanla yarışılmayacağını, zamanla öğrendim…

İnsanı öğrendim.Sonra insanların içinde iyiler ve kötüler olduğunu…Sonra da her insanın içinde iyilik ve kötülük bulunduğunu öğrendim.

Sevmeyi öğrendim.sonra güvenmeyi…Sonra da güvenin sevgiden daha kalıcı olduğunu,sevginin güvenin sağlam zemini üzerine kurulduğunu öğrendim.

İnsan tenini öğrendim.Sonra tenin altında bir ruh bulunduğunu…Sonrada ruhun aslında tenin üstünde olduğunu öğrendi.
Evreni öğrendim.Sonra aydınlatmanın yollarını öğrendim.

Sonunda evreni aydınlatmak için önce çevreni aydınlatabilmek gerektiğini öğrendim.MEVLANA

Ben de Mevlana'dan öğrendim....Yüzyıllar öncesi öğretmek istediği öğretileri...

1 Ocak 2011 Cumartesi

MERHABA


    Yeni dünya meyvesinin dalı ve çiceği. Sonbaharda (benim bildiğim ve gördüğüm) çicek açan,kış boyu tüm fırtınalara,karlara,buzlara,dondurucu soğuklara aldırmadan sabırla meyvesini  ilkbahara yetiştiren ağaç. Yeni dünya çiceği ile yeni yılın ilk gününe merhaba...

YENİ YILDA

Günlerin verdiği acılar,
Yıpranan geçmişler,
Niye bağlanacak?
Yaşam bu bazen gülünecek,
Bazen ağlanacak.

Duygular var ışıl ışıl,
Umutlar var yaşatacak,
Dertler... var ağlatacak.
Önce tomurculanır
Sonra açar çicekler
İnsan oğlu bu aldanır
Ama acıdır gerçekler.

Belki kayıptayız
Veya kazançtayız
Sonuç ne olacak
Cüce doruğa çıksa da cüce kalacak.

Kimi bulamazken eğri hıyarı
Kimi beğenmiyor siyah havyarı.
İşte böyle dostum
Akıp gitti koca bir yıl
Uğurladık eskisini
Kutladık yenisini.

SÜLEYMAN FAİK ÜLGEN

2011 yılının ilk gününe merhaba derken, geleceğin umut , huzur  ve mutluluk getirmesini tüm insanlık için diliyorum .
2011 yılına mehaba derken ,belki bir vefa borcu olarak ;yaşarken tanıma şansına sahip olduğum ,şehrimin öğretmen şairinin dizeleriyle merhaba demek istedim.Böylece O'nu saygıyla,rahmetle anıyorum...

Arzu